Sizin için özenle hazırladığımız etkileyici Manalı Sözler içerikleri aşağıda yer alıyor. Hem kısa hem de uzun ifadelerle duygularınızı en güzel şekilde anlatmanıza yardımcı olacak bu sözler, 2025 yılına özel yepyeni ve anlam dolu örneklerle dolu. Sosyal medya paylaşımlarınıza anlam katacak bu Manalı Sözler cümlelerine yalnızca bilgievimerkezi.com.tr üzerinden kolayca ulaşabilirsiniz.


Bu Yazımızda Neler Bulacaksınız ? Göster

Manalı Sözler 2025

Manalı Sözler başlığı altında, hislerinize tercüman olacak en güzel sözleri bir araya getirdik. İçten, anlamlı ve dokunaklı cümlelerle dolu bu içerikte; ister kısa ister uzun, duygularınızı en güzel şekilde anlatacak ifadeler sizi bekliyor. Aşağıda sizin için özenle seçilmiş Manalı Sözler sözlerini bulabilirsiniz.

Aç değildim açık hiç olmadım ama ruhum pas tutmuş benim. Sevmek, sevilmek belki de çözecekti o pası ama ben tek gecelik yataklara koşmuşum. Sen affet beni anne, öğretmek istediklerini hep yanlış anlamışım. Sen affet beni baba, şefkat diye tutturduğun yataklardan geçmezmiş.
Adalara gidelim seninle. Sen denizi ben seni seyredeyim. Sonra uzan dizlerime anlat bana tüm neşeli hayallerini. Rüya olmasın artık bu dilek. Ver elini şimdi kaçalım buralardan.
Ağızdan çıkan, yürekten kaynaklanır. İnsanı kirleten de budur çünkü kötü düşünceler, cinayet, hırsızlık, yalan tanıklık ve iftira hep yürekten kaynaklanır.
Akşam ezanından sonra kopacakmış ya kıyamet, belki de o yüzden akşam ezanından önce evde ol der anneler, son bir kez daha görebilmek için.
Arkadan konuşmak yalnız ahlaksızlık değil, korkaklıktır da.
Aşırı yüz bulan ve her dediğini yaptıran ask usandırır.
Aşk bir gül gibidir Yusuf’a benzer. Kokusunu almaya bir Yakup ister. Aşkı ALLAH korur kurda yem etmez.
Ayrılmaya çalışmak için saçma bahaneler üretmeye gerek. Her aşık bilir ki sevgi, gözler boş bakmaya başladığında biter.
Ben geçmişimi dürdüm, büktüm ve kaldırıp çöpe attım, bu çöpleri ise ancak; kediler ve köpekler karıştırır.
Bıraktığında sana acı verecek kadar hiçbir şeyi sahiplenme.
Biri sizi kırdıysa sessiz kalmak bazen en iyi cevap olabilir. Hala neden sessiz kaldığınızı anlayamıyorsa, bırakın oda sizsiz kalsın.
Büyük randevu bilsem nerede, saat kaçta? Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?
Canım sıkkın bu aralar kendi dünyamın çaresizliği içerisinde dalıp gidiyorum.
Doğuştan tedavi edilemeyen bir hastalıkla doğmuşum ben. Daha hayata gözlerimi ilk açtığım gün karşıma çıkan herkesin insan olacağını sanmışım. Yazık, bulun bu hastalığa bir tedavi.
Dost için sırtımı köprü yapmaya hazırım ben, yeter ki temiz kalpleri taşıyan ayaklar geçsin üzerimden.
Dostlarını tanımak isteyen kişi, onların gerçek yüzlerini görmek için hata yapmalı. Hata yaptığınız anda size sırtını çevirenler, asla gerçek dostunuz olamaz.
Düşlerim vardı görmekten korktuğum, hislerim vardı söylemekten korktuğum, şiirlerim vardı yazmaktan korktuğum, şimdi sen varsın kaybetmekten korktuğum.
Gülü gülene, sevgiyi bilene, kalbini de taşıyabilene ver.
Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır. Seni görüyorum ya hayatımın lezzetisin.
Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Hayat göz açıp kapayıncaya kadar biten tek perdelik bir oyun gibi. Eğer hala çekinmeden insanları kırmaya devam ediyorsanız, bir gün o perdelerin kapanacağını aklınıza getirin.
Hayatım boyunca hep aşkı aradım. Nasıl bir his olduğunu, nerede ve nasıl bulacağımın hayaliyle yaşadım. Hayatıma aldığım sayısız insanda o eşsiz hissi arayıp geçerken ömrüm birden annemi kaybettim. İşte o gün anladım ki aşk oydu. Beni saran sıcacık elleri, şefkat dolu gözleri ve çıkarsız olarak seni seviyorum deyişi.
Hayatından aniden çıkan insanlar için üzülme. Zaten çürük meyve dalından tez ayrılır.
Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür, nedense bundan korkmaz…
Herkes tutturmuş manalı sözler aşk için söylenir diye, benim kırgınlıklarım, kızgınlıklarım ve sessiz çığlıklarımı kimler duyacak. Birbirine iki gün dayanamayan deli dolu aşıklar mı?
İnsan kızdığında ne kadar da gürültülü olur. Asla bitmeyen kavgalar, söylenmemesi gereken sözler, pişmanlık yaratacak hareketler. Ama kırıldığında öyle mi? Alır bir sessizlik, çıt çıksa ödün kopar. Bir de burada düşün sana kızgın mıyım, kırgın mıyım?
İnsan vücudu ne garip. Sanılıyor ki sadece kemik olan yerlerde kırık oluşur. Oysa ki insanın kemikten oluşmayan kalbini paramparça ederler de umurlarında bile olmaz.
İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar; herkeste kusur görür, kendisine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.
İnsanı iki şey anlatır: Hiçbir şeyi yokken gösterdiği sabır. Her şeye sahipken sergilediği tavır…
İnsanlar birer harf gibidir. Güzel insanlar bir araya geldiklerinde güzel bir cümle kurulur.
İnsanlar eğlenebildikleriyle arkadaş olurlar, anlatabildikleriyle dost, ağlayabildikleriyle kardeş.
İnsanlar farkında bile değil ama konuşmaya başlarken ilk kurdukları cümle ‘’ doğruyu söylemek gerekirse ‘’ oluyor. Nasılsa içimize işlemiş yalan, dolan da kimsenin farkındalığı yok.
İnsanlar kalbini kırıyor diye sakın üzülme bir daha. Belki de asla ait olmadıkları ya da olamayacakları yerden bir an önce çıkmaları gerekiyordur.
İnsanlardan bir şey istemek, kendini sokak ortalarına atıp onların ayakları altında ezilmek kadar küçültücü bir durummuş. Düşmeden anlayamazmış insan. Siz, siz olun kimseye minnet etmeyin. Neye ihtiyacınız varsa açın elinizi tanrıya sığının. Ondan başka herkes menfaat güdecek.
Kaliteli olan kişileri şöyle bir inceleyin. Bir tanesi bile kişilerle uğraşmaz, hepsinin bir işi vardır ve ona odaklanmışlardır. Ama boş insanlar öyle mi? Nerede saçma şey var, nereye uğraşılmayacak konu var hemen oracıkta bitiverirler. Çünkü onların işi sadece kişilerle uğraşmak.
Kış güneşi gibisin. Bir an umut veren ama asla ısıtmayan. Herkesi güldüren ama yine onları tek tek kandıran. Keşke karanlığıma doğsaydın da mehtapları beraber batırsaydık senle.
Merhamet karın doyurmaz ama o elinde tuttuğun bir dilim ekmeği, senden daha aç birine vermeyi öğretir sana…
Mevlana’nın da dediği gibi ‘’ bazı insanlar bize bir armağan, diğerleri de sadece ders’’. Sen belirleyeceksin yerini. Bana bir ders misin yoksa ömürlük bir armağan mı?
Neden uzaklara gitmemi istiyorsun ki? Senden çok uzaklara gitmek sadece seni görmemi engelleyecek, içimde yeşeren aşkınla alakası yok bunun. Seni görmesem bile rüyalarımdan bir an bile çıkmayacaksın.
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur.
Önce rıhtımda acı bir insan çığlığı koptu, sonra hıçkırıklarla gözyaşları kaldı rıhtımda.
Sen buğulu bir camın ardında izlediğim hayatımın yarısısın. Geri kalanı düşlerim ve hayallerimdir.
Sen içine dön, yalnız dışınla meşgul olma çünkü sen cisminle değil ruhunla insansın.
Seni dağlara yazsam yağmurlar, göklere yazsam bulutlar, gözlerime yazsam gözyaşlarım siler.
Seni sevmeye bir ömür yetecek mi acaba sevgili? Hayalini kurduklarımı gerçekleştirmeye ömrüm yetecek mi? Ya benden önce kaçıp gidersen bu acımasız dünyadan? Ya anılarımızı yakıp kül edersen? Neden silemiyoruz ölümü, neden hayatımızdan çıkaramıyoruz güzel gözlüm.
Senin için ölürüm dedi, benim için zaten öldün dedim.
Sevginden hiç şüphe duymadım ki ben. Ne zaman baksam gözlerin ışık saçıyor. Ne zaman dokunsam kalbin kuş gibi pır ediyor. Bir anne şefkatiyle, bir baba sertliğiyle ve bir çocuk neşesiyle kalbimin sahibi olan kadın, iyi kilerimin başlangıcı olan minnet duyduğum aşkım.
Susmayın biliyorum, ben bir yalan dünyada gürültülü yaşadım, sessizce ölüyorum.
Unutma ellerini Rabbine açabiliyorsan anla ki O seni dinliyor, çünkü O Rabbin öyle bir Rab ki, kabul etmeyeceği duanın ellerini semaya açtırmaz.
Uzanabileceği her şeyi tutmak isteyen insanın bir süre sonra farkına varacağı tek şey ne yazık ki ellerinin boş kalmasıdır.
Yaprak ağaçtan, gül dalından, sevgi ise kalpten kopunca kurur.
Yaşamak dünyada en nadir şeydir. İnsanların büyük çoğunluğu var oluyorlar, hepsi bu.
Zenginlik dedikleri nedir ki güzeller güzeli? Ben senin kokunu alamayacak kadar fakirim.